Böyle bir aileye mensup olan Muhammed Celaleddin Rumî’nin doğal olarak ilk eğitimi oldukça parlak olmuştur. Çevresi bilginler ve sufîlerle dolu olduğu için çok iyi bir ilköğretim çağı geçirmiştir. İlk öğretmeni olan babası Bahaeddin Veled, hareketleri, söz ve telkinleriyle ona çok şeyler katmıştır. Babası öldükten sonra da 9 yıl kadar Seyyid Burhaneddin Tirmizi’den dersler almıştır. Yine Eflâkî’ye göre Seyyid Burhaneddin Tirmizi’nin teşvikleriyle Şam ve Halep’e giderek tahsilini genişletmiştir.[1] Burada Hâlevîye medresesindeki hocası Kemâleddîn b. Adîm’den fıkıh, tefsir, hadîs konusunda dersler almıştır.[2] Mevlâna, Hayatının dönüm noktası olan Şems’i Tebrizî ile tanışana kadar Selçuklu hanedanında söz sahibi olan Muineddin Pervane ile yakın bir dostluk kurarak önemli bir bilgi alışverişinde de bulunmuştur. [3] Bunlar dışında çevresinde Hüsameddin Çelebi, Selahaddin Zerküb ve Feridün b. Ahmed Sipahsalar gibi ona sevgi ile bağlı bilgin kişiler bulunmuştur.[4]
[1] Ahmet Kabaklı, Mevlana, Toker Yayınevi, İst., 1972, s. 21.
[2] A. Karaismailoğlu, Mevlâna, http://akademik.semazen.net/article_detail.php?id=58 (14 Mart 2007)
[3] Yüksel Kanar, Mevlâna Rumî, Morpa Kültür Yay., İst., 1992, s. 14-15.
[4] Hilmi Ziya Ülken, “Bildiriler (Mevlâna’nın 700. Ölüm Yıldönümü Dolayısıyla Uluslararası Mevlâna Semineri, 15-17 Aralık 1973 Ankara), Hz. Mehmet Önder, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara 1973, s. 238.
0 yorum:
Yorum Gönder