3 Ocak 2010 Pazar

Giriş ve Amaç

Mevlâna Celaleddin Rumî, gerek İslâm ve tasavvuf ehli olmasıyla gerekse insanlığın düşünce birikimine yaptığı katkılarıyla, ismi sonsuza dek yaşayacak önemli bir filozof, şair ve gönül adamıdır. O’na bugün bu değeri getiren, ismini İslam coğrafyasının ötesine taşıyan ise çağdaşlarında çok nadir rastlanan evrensel insan sevgisine duyduğu kesin inançtır. Dünyamızın bugün en çok ihtiyaç duyduğu sevgi, hoşgörü, erdem, aşk gibi kavramlar Mevlâna’nın kaleminden döküldüğü gibi bir anlatıma pek az insanın elinde ulaşabilmiştir. Mevlâna’nın İslamiyet’in ve tasavvuf kültürü ile harmanlanan bu ulvi kavramları evrenselleştirerek edebî bir olgunlukla anlatmasındaki bu başarısı, bugün yapılan birçok yerli yabancı çalışmaya ilham kaynağı olmaktadır. Özellikle Batı dünyasında Mevlâna eksenli yapılan çalışmalarda O’nu İran kültürünün bir parçası saymak gibi bir realite bulunmaktadır. Böylesine önemli bir değerimizin gölgesinde başladığımız bu çalışmamız tam da bu konuyu dert edinilerek hazırlanmıştır. Ancak Mevlâna’nın Türklüğünden önce kronolojik hayatına dair kesin karara bağlanması gereken önemli konular vardır. Bu nedenle çalışmamızın ilk kısmını Mevlâna’nın hayatına yönelik tartışmalı noktalara değinerek başlamanın daha doğru olacağına inanıyoruz. Doğum tarihinden başlayarak Anadolu’ya gelişi, Şems-i Tebrizî ile tanışması gibi Celaleddin Rumî’nin düşünce ve gönül dünyasına şekil vermiş önemli olayları tarihsel bir perspektife oturtarak en azından belirli bir mantık dairesinde değerlendirmesini yapmayı amaçlıyoruz.

0 yorum: