5 Ocak 2010 Salı

13. Yüzyılda Belh’in Sosyo-Ekonomik Durumu

Muhammed Celaleddin’in doğduğu ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği şehir olan bugünkü Afganistan’ın Belh kenti 13. yüzyılda Harizmşah sultanı Muhammed Tekiş kontrolünde olan bir bölgeydi. Belh, 13. yüzyıl başlarında Horasan’ın en önemli düşünce ilim ve sanat merkezlerinden biriydi. Aral Gölü’ne dökülen Amuderya Nehri kıyısında, Bizans ile Çin arasında zengin İpek ticaret yolunun üzerinde bulunan bu şehrin içinde Türk ve Farsça birlikte konuşuluyordu. Dağlık bölgelerde ve taşrasında ağırlıklı olarak Türkçe, kentler de ise daha çok Farsça geçerli bir dildi. İpek Yolu üzerindeki bu tarihi Belh şehri aynı zamanda dinlerin, inançların ve tarikatların buluşma ve rekabet sahasıydı. İslamiyet’ten önce Budizm, Zerdüştlük, Mecusilik, Hıristiyanlık gibi din ve inançların zaman zaman bulunduğu bu şehirde 1200’lerde itibaren İslâm ve tasavvuf Orta Asya’daki en etkin noktası olmuştur. Belh, Büyük Selçuklular döneminde onarılmış; camiler, medreseler, dergâhlar yapılmıştı. İlme ve düşünceye meraklı âlimler, ünlü sufîler, sanatçılar ve filozoflar Belh’e yerleşmişlerdi. Belh’in eskiden beri düşünce ve tartışmalara zemin oluşturma geleneği bu ortamın sağlanmasında önemli bir etkendi.[1]


[1] Ahmet Kabaklı, Mevlana, Toker Yayınevi, İst., 1972, s. 13-14.

0 yorum: